
Gazetelerde görüyoruz, mimarînin hak ettiği biçimde sanat haline getirildiği muhteşem konut ve işyeri projeleri üretiliyor. Pek çoğu gerçek şaheserler; insanın doğal güzelliklerle yarışan yapıları…
Medeniyetten ve medeniyetin getirdiği yapılaşmadan kaçış yok.
“Betonlaşma” tabirini dilimize sokan kötü/berbat mimarîden kaçış var ama… Nasıl mı? Mimarların, mühendislerin, müteahhitlerin ve en son belediyelerin mimarînin aslında bir sanat olduğunu anladığı zaman.
Aslında “betonlaşma” tabirinin baş sorumlusu belediyeler…
Hayır, demek istediğim öyle her yere inşaat izni veriyorlar meselesi değil bu. Kötü imar plânları ve bu plânlara onay veren belediye meclisleri…
Bunun için en güzel örnek Alanya.
Alanya Belediyesi yıllardır çevre düzeni adına, şehircilik ve altyapı adına, ulaşım adına bir sürü başarılı işlere imza attı. Hakkını yemeyelim… Ancak bir şeyi yapamadı; aslında en kolay olanı, yani imar uygulamalarına estetiği, sanatı katamadı. Kent çirkinleştikçe çirkinleşti.
Binalara ebat koydular, yüksekliğine de sınır. Emsal uygulaması denen ve arsaya göre belirli bir inşaat alanı verip mimarı bu alan içinde serbest bırakan çağdaş imar kavramı rağbet görmedi ve her taraf çirkin kibrit kutularıyla doldu. Örneğin piramit şeklinde bir bina yapmak isteyen yapamadı, yahut kubbe biçiminde bir çatı kat oturtmak isteyen böyle bir projeyi Alanya Belediyesinin imar mevzuatına uyduramadı. Ya da yukarıya doğru kademelerle daralan asma bahçeli teraslı binalar projelendirilemedi. Belediye hep kibrit kutularına mahkûm etti projecileri.
Bir defter sayfası alın ve üzerine bir sigara paketi koyun. Aynı büyüklükte bir başka defter sayfasına da sigaranın alanına eşit olacak miktarda kibrit kutuları… Hangisinde kullanılabilir boş alan daha fazla kaldı? Alanya Belediyesi ne yazık ki bunu bilemedi, göremedi yıllardır. Bu basit deneyi yapamadı.
İnsanı, kadın erkek fark etmez güzel gösteren saçlarıdır değil mi? Çatılar da binaların saçıdır bana göre. Nasıl çirkin çatı katları görün. Neden? Çünkü belediye ona da sınır çizmiş. Çizdiği sınır müteahhidi kurtarmıyor, çatıya yaptığı masrafı alması mümkün değil böyle. Ne yapıyor? Yapının projesine aykırı biçimde rastgele büyütüyor, ortada ne mimarînin bütünlüğü kalıyor ne de estetik… Belediye de üç beş kuruş gelir elde etme uğruna üç maymunu oynuyor ve kibrit kutularıyla zaten çirkinleşen şehir, garip çatı katlarıyla makyajın ölçüsünü kaçırmış kenar mahalle dilberlerine benziyor. Güya çatı katlarına yüksekten/yamaçlardan bakılınca kent güzel görünsün diye izin verildi!
Şimdi Alanya’nın çirkin yapılaşmasına katkıda bulunacak yeni bir faaliyet tam şehrin göbeğinde başladı…


Yıllardır boş olan heykelin karşısındaki epey büyük boş alana inşaat ruhsatı verdi belediye. Verecek elbet, konu neden verildiği değil. Konu şehri habis bir ur gibi sarmış berbat imar uygulamasının, böyle gözbebeği olan çok önemli bir yerde de aynen devam ettirilmek istenmesi…
Evet, Atatürk Heykeli’nin karşısındaki Hacet ve Yayla Caddelerinin arasında kalan devasa boşluğa beş katlı apartmanlar dikilecek, ruhsatı çıktı.
Alanyalıyım ama kendimi Alanyalı gibi görmüyorum; ben Alanya’yım, hissiyatım bu… Ve Alanya’ya yapılmış her haksızlık ciğerime batıyor. İsyanım bundan…
Bu alana neden özel bir plân yapmadı Alanya Belediyesi?
Özel bir mimarî, özel bir tasarım, özel bir yapı! Çok mu zor şehrin en güzel yerine dikkat çekecek bir tesisi plânlamak? Zaten her yer hamamböceği istilâsı gibi öbek öbek çirkin yapılarla doluyken bu ne şimdi? Belediye’de hiç kimsenin aklına gelmez mi? Bu şehrin sadece kaldırım tamiratlarıyla mı güzelleştiğini zannederler?
Eskinin insanları görkemli yapılar yapmış, pek çoğu Dünya Harikası olarak literatürlere geçmiş, Alanya’nın simgesi bile dev bir yapı; Kızıl Kule. Bu kadar gözde bir yere yapılacak yapı Alanya’nın yeni simgesi olsaydı, Kızıl Kule’yle yarışsaydı olmaz mıydı? Ya da başka bir fikir? Yarışma açılsaydı, görüşler alınsaydı… Velhasıl Alanya, doğal güzellikleriyle beraber insan yapımı bir eserle de gurur duyabilseydi!
Alanya adına üzülüyorum, kanımca Alanyalıların böyle şeylere pek aldırdığı yok. Sonuçta Belediye de Alanyalıların bir yansıması…
güzel ve çok doğru bir yazı .. okuyanı ve anlayanı çok olur umarım.
BeğenBeğen
mehmet beyin her kelimesine katılıyorum..yıllardır tutturmuşlar 4 tarafa eğimli bir çatı diye..doğru düzen bir güvercinlik bile yapamıyoruz.kendime göre çok özel olduğunu düşündüğüm bir ev yaptım..tamamı taştan,selçuklu tarzı..üzerine de çatı örtüsü olarak kubbe tarzında bişey yapmaktı.ama ne mümkün.SONUÇ:BELEDİYENİN MEŞHUR 4 TARAFA EĞİMLİ ÇATISI
BeğenBeğen